İpek Tuzcuoğlu, 11 Kasım 1971 tarihinde İzmir’de dünyaya gelmiştir. Türk dizi, sinema ve tiyatro oyunculuğuyla tanınan İpek Tuzcuoğlu, sanat hayatına erken yaşlarda adım atmıştır.
Adı: İpek Tuzcuoğlu
Doğum Tarihi: 11 Kasım 1971
Doğum Yeri: İzmir
Boyu: 1.68 m.
Kilosu: 55 kilo
Burcu: Akrep
Göz Rengi: Kahverengi
Babası: Ilgar Hakkı Tuzcuoğlu
Annesi: Emel Tuzcuoğlu
Instagram: ipektuzcuoglu
İpek Tuzcuoğlu, İzmir’de büyüyüp gelişmiştir. Annesinin sanata olan tutkusu sayesinde çocukluğu sanatla iç içe geçmiştir. İpek, annesinin desteğiyle üç yaşında bale eğitimi almaya başlamış ve bu süreçte birçok sanatçıyla tanışma fırsatı bulmuştur.
“Annem sanata aşık bir kadındı. Üç yaşından itibaren bana İzmir’de bale eğitimi aldırdı. Ruhsal gelişimimi anneme borçluyum. İzmir Fuarı’na gelen bütün sanatçılar bizim eve konuk olurdu. Bu sebeple bana ünlü biriyle tanışmak hiç şaşırtıcı gelmiyor.” diyen İpek, sanatçılarla olan ilişkilerinin kendisine kattığı değerleri vurgulamaktadır.
İlkokul yıllarından itibaren sahneye ilgi duymaya başlayan Tuzcuoğlu, İzmir Karşıyaka Lisesi’nden mezun oldu. Ardından, Ankara Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü’nden mezun olarak oyunculuk kariyerine sağlam bir temel atmıştır.
Bale yaparken, daha teatral bir yön geliştirmek istediğini fark eden İpek Tuzcuoğlu, müzikal dansçı olmak için çaba sarf etmiştir. “Çiğdem Tunç, Burçin Orhon ve Yonca Evcimik bunda çok etkili oldu. Ama en çok Ayten Gökçer’e hayrandım.” diyerek bu süreçteki ilham kaynaklarını paylaşmıştır.
İpek Tuzcuoğlu, kariyerinin dönüm noktasını “Asmalı Konak” dizisi olarak görmektedir. “Para kazanmamı, yeni senaryolar okumamı ‘Asmalı Konak’a borçluyum.” diyerek bu dizinin kendisi için ne kadar önemli olduğunu ifade etmiştir.
Televizyon kariyerine 1988 yılında “Evlenme Cüzdanı” dizisiyle adım atan Tuzcuoğlu, en çok “Asmalı Konak” dizisinde canlandırdığı “Dicle” karakteriyle dikkatleri üzerine çekmiştir.
Son yıllarda yaşamında bir yenilenme yaşadığını belirten İpek Tuzcuoğlu, yaş aldıkça yaşamın daha sade ve basit olduğunu fark ettiğini vurgulamaktadır. “Kendi ruhumla bu sanatçılığımı, oyunculuğumu buluşturacak alanı yakaladım.” diyerek bu süreçteki içsel dönüşümünü ifade etmektedir.
İpek Tuzcuoğlu, sinema kariyerine Mesut Uçakan’ın yönettiği “Ölümsüz Karanfiller” filmiyle başlamıştır.
Hayatını daha kapalı yaşamayı tercih eden Tuzcuoğlu, çevresindeki insanları arkadaş, dost ve iş arkadaşı olarak kategorilere ayırdığını belirtmektedir. “Kader planına inanan birisiyim. Yaşam sana ne sunuyorsa, her şeyi kabullenmek gerekiyor.” diyerek hayatın getirdiklerine karşı açık bir tutum sergilemektedir.
Tuzcuoğlu, iş hayatında duygularıyla karar vermenin bazen yanlış sonuçlar doğurabileceğini düşünmektedir. “Artık senaryo star diyorum. Yani oyunculukta starlık kalmadı.” diyerek günümüz oyunculuk anlayışına da dikkat çekmektedir.
Sette profesyonel bir tutum sergileyen İpek Tuzcuoğlu, işini ciddiyetle yapmayı ilke edinmiştir. “Sete saygı çerçevesinde giderim, asla star havalarım yoktur.” diyerek bu konudaki hassasiyetini belirtmektedir.
Daha farklı karakterleri canlandırmak istediğini ifade eden Tuzcuoğlu, kendisine ilham veren filmleri ve karakterleri örnek alarak kariyerine yön vermek istemektedir.
İpek Tuzcuoğlu, aşka dair duygularının zamanla değiştiğini ve daha derin bir anlayış kazandığını belirtmektedir. Yeni jenerasyondan Farah Zeynep Abdullah, Serenay Sarıkaya ve Bergüzar Korel gibi isimlere hayranlık duymaktadır. “Meslekleri, duruşları ve samimiyetleriyle bu üç ismi de çok beğeniyorum.” diyerek takdir ettiği isimleri paylaşmaktadır.
İpek Tuzcuoğlu, oyuncu olmak isteyenlere öncelikle eğitim almalarını öneriyor. “Eğitim her zaman donatan bir şeydir. İyi metin okumayı, iyi karakter yaratmayı getirir.” diyerek gençlerin eğitim almasının önemine dikkat çekmektedir.
Sağlıklı beslenmeye özen gösteren Tuzcuoğlu, bitkisel tedavilere ve sağlıklı yaşam tarzına meraklıdır. “Artık daha fazla meyve yiyorum, daha fazla renkli gıdalar tüketiyorum.” diyerek yaşam tarzındaki dönüşümü paylaşmaktadır.
Koronavirüs sürecinin sanat dünyasına olumsuz etkilerini endişe verici bulduğunu belirten Tuzcuoğlu, birçok sanatçının işsiz kaldığını ifade etmektedir. “Sanatçı deyince sadece oyuncu olarak algılamamak gerekiyor.” diyerek sanatın geniş bir yelpazeye yayıldığını vurgulamaktadır.
Hayatında en çok etkilendiği filmler arasında “Baba” ve “Çağrı” yer almaktadır. “İkisinin setlerinde toz alan biri olsaydım keşke.” diyerek bu filmlere olan hayranlığını dile getirmektedir.
Ne Söylemek istersin ?
Bu içeriğe henüz bir yorum yapılmamış, Şimdi ilk yorumu sen yapmak ister misin ?